Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Gökçeli beldesinde ince, narin ve kendine has aroması ile damaklarda farklı bir tat bırakan asma bağ yaprağı hasadı başladı.
Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Gökçeli beldesinde ince, narin ve kendine has aroması ile damaklarda farklı bir tat bırakan asma bağ yaprağı hasadı başladı.
Gökçeli beldesinde çiftçiler, asma bağ yaprağı hasadına sıcak hava dolayısı ile erken saatlerde başlıyor. Türk mutfağının lezzetlerinden yaprak sarmasının ana malzemesi olan üzüm yaprağını özenle toplanıyor. Tek tek toplanan bağ yaprakları salamura yapılmak üzere haşlanarak bidonlara basılıyor. Gökçeli beldesinde bağ yaprağı toplayan kadınlı erkekli çiftçiler belde ekonomisine katkı sağlıyor. Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun gibi büyükşehirlerden talep gören bağ yaprağı bölgeye önemli girdi sağlıyor. Geçen yıl kilosu 30 liraya kadar çıkan bağ yaprağının kilosunun bu sene 50 liraya kadar çıkması bekleniyor.
Gökçeli Belediye Başkanı Mustafa Koyuncu, altın sarısı yaprağın Gökçeli’nin simgesi olduğunu belirterek, “Hava şartlarından dolayı bu sene hasadımız Mayıs sonuna kaldı. Gökçeli’de Mayıs ortasında başlayan yaprak hasadımız bu sene tabii yağmurlar çok yağdığı için biraz geç kaldı. Yani yapraklar yeni uzamaya ve erişkin olmaya başladı bu sebeple Haziran ayına kaldı. Bizim Gökçeli beldemizin yaprağının özelliği ince, zarif olmasıdır. Yaprak üzerindeki damarları çok incedir. Çok ince olduğu için de çabuk pişiyor, buranın havasından toprağından dolayı da aroması da çok farklı oluyor. Diğer yörelere göre bizim Gökçeli’nin yaprağı aroma olaraktan, pişme olaraktan daha güzel, daha narin oluyor, zaten narenciye diyoruz üzüme de. O bakımdan hakikaten diğer yerlere göre daha farklı bizim yaprağımız var. Onun için de yaprağın başkenti Gökçeli diyoruz biz. Burada yaprak haricinde üzümü de değerlendiriliyor aynı zamanda. Üzümden sofralık da oluyor pekmezlik de oluyor. Bir kısmını sofralık olaraktan değerlendiriliyor, bir kısmı da pekmez yapılıyor. Bizim pekmezimiz de çok güzeldir içerisinde herhangi bir katkı maddesi, ilaç falan konulmuyor, tamamen doğal. Sadece pekmez toprağı dediğimiz bir maya var. Onun dışında hiçbir şey koymuyoruz. Pekmezimiz de doğal, yaprağımız da öyle zaten. Bu ürünleri çiftçilerimiz hem kendileri ailece tüketiyorlar hem de satışını yapıyor” dedi.
“Kilosu 50 liraya kadar çıkabilir”
Başkan Koyuncu beldede yaklaşık 4 bin ton civarında yaprak hasadı olduğunun altını çizerek, “Gökçeli’de yaklaşık 4 bin ton civarında yaprak çıkar. Bunun yüksek bir kısmı İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlere satılıyor bir kısmını da insanlar kendi evlerinde yemek için, eşine, dostuna hediyelik yaparlar. Toplanan yapraklar, bidonlara basılıyor, salamura şeklinde satıldığı gibi, işte naylon 40 kiloluk çuvallarda onlara basarlar, bunlarla da toptan satanlar oluyor. Geçen sene son zamanlarda kilosu 30 liraya kadar çıkmıştı, bu sene henüz piyasası oluşmadı ama tahminimce 30 liradan başlar ve 50 liraya kadar çıkar zannediyorum. Bizim yaprağımız altın sarısı rengindedir, Gökçeli’nin altını diyebiliriz. Her yıl beldemizde festival yapıyoruz yine geleneksel olarak bu sene de yapacağız ama şu anda tarihini henüz belirlemedik, zannediyorum bu ayın sonlarında falan olabilir. Yaylada böyle gayet güzel yaprak sarması yarışmaları falan da yapıyoruz, en güzel yaprak sarması kim yapıyorsa onları da ödüllendiriyoruz. Sonuçta maksat yaprağımızı dolmamızı, sarmamızı tanıtmak vatandaşı teşvik etmek, amacımız bu. Yaprak almak isteyen, gerçekten ağız tadıyla dolma yemek isteyen yaprağını gelsin Gökçeli’den alsın” diye konuştu.
“Birçok büyükşehire satış yapılıyor”
Belde çiftçilerinden Sakin Aykut yaprak toplamanın zahmetli bir iş olduğunu belirterek, “Sabah erken saatlerde kalkıp bağa geliyoruz ve yaprakları toplamaya başlıyoruz. Yaprakları 120 kiloluk varillere salamura yapıyoruz, salamura yaptıktan sonra tüccarlarımız geliyor ve yaprağımız alıyor. İstanbul, Ankara, Eskişehir nereden talep varsa oraya satılıyor. Bu sene verim randıman çok yüksek, kalite yönüyle de yüksek, lakin biraz geç kaldık. Hava koşulları yüzünden geçen sene bundan 20 gün önce birinci mahsul bittiydi, şu anda birinci mahsule anca başladık anca bitiriyoruz. Yani sıcak güneş olması lazım ama bu sene yağış bol oldu sıcak fazla olmadı onun için mahsul 20 gün geç başladık. Birinci toplama hasadımızı tamamladık şimdi ikinciyi yapacağız inşallah. Erbaa yaprağı ile buranın arasındaki fark kalite farkı var. Bizim Gökçeli’nin yaprağı biraz daha kaliteli. Özelliği güneş oraya direkt bakıyor, bizim buraya arkadan dolanıyor yani. Orası güneye geliyor, burası yumuşak oluyor onun sebebine orada üç toplanır, dört toplanır daha toplanmaz yaprak. Ondan sonra üzüme kalır. Ama burada dört, beş, altı hatta az daha mevkinin yüksek yerinde 7 defa yaprak toplanır. Köy yaprağı narenciye cinsi üzümü narenciye cinsi şaraplık. Bu da salamura yaprağımız. İstanbul, Ankara, Çorum’a yani Türkiye’nin ücra köşelerine satılıyor bu yaprak. Lezzetlidir, mayhoştur tadı, özelliği budur” ifadelerini kullandı.
“Aroması ve lezzeti bir numara”
Belde de bağcılık işi uğraşan Mustafa Çoban ise, “Normalde Mayıs ayında başlıyor hasadımız ama bu sene havalar yağışlı ve soğuk gittiği için hasadımız gecikti. Bizim beldemizin yaprağının bu kadar özel ve lezzetli olmasının sebebi arazi koşullarıdır. Mesela bizim arazilerimiz normalde ikindi vaktinden sonra güneş almaz öğleden sonra güneş biter buralarda o yüzden yaprak sertleşmez yumuşak olur ve çabuk pişer biraz da diğer yapraklara göre mayhoşluğu vardır. Bu sene piyasanın yüksek olacağını düşünüyoruz ama tabii fiyatlar henüz oturmuş değil. Hasatlar da yeni başladığı için tam belirgin bir fiyat söyleyemeyiz. Bağ ne kadar sıcak olursa yaprak o kadar güzel büyür ve çabuk toplanır, bir haftada yeniden toplanabilir ama sıcak olmaz yağışlı giderse hava haliyle toplama süresi de uzayabilir” şeklinde konuştu.